1641 - 1650



1641
*Acılar sayesinde düşüncelerimize şekil verir, sevinçlerimizle de yeni bir boyut kazandırırız.
1642
Tolstoy, son yüzyılda yazılmış kitapların hiçbirini okumadı!

1643
Hepimiz aynı uçan halının üzerindeyiz.

1644
*İçimin yangınları sırasında duygularımın tamamı kül oldu. Bu saatten sonra yangında ilk kurtarılacaklar listesi yapmanın gereği yok.

1645
Bir kişilik bedene ikinci kişilik zulümdür.

1646
Geçmişin sahipleri var, gelecek herkesin.

1647
İçimin çürüklerini dolgu kurtarmıyor artık.

1648
Bu aralar içimde yokluktan başka bir bolluk yok!

1649
*İnsanlar haksızlıktan şikayet etmezler, o haksızlığın kendilerine bir fayda sağlamamasından şikayet ederler.

1650
Emperyalizm aşkın da sömürülebileceğini keşfetti.




1631 - 1640



1631
Kalabalığın içinde olmam onlardan biri olduğum anlamına gelmez.

1632
Prensipte anlaşmak prensiplerime uymuyor.

1633
Özgün twitler atıyor olmam; özgün biri olduğum anlamına da gelmez.

1634
Çok mütevazı twitler atıyor olmam, mütevazı bir insan olduğum anlamına gelmez.

1635
Durmadan hüzünlü twitler atıyor olmam, hüzünlü birisi olduğum anlamına gelmez.

1636
Kendimi beğenmiş twitler atıyor olmam, kendimi beğenmiş biri olduğum anlamına gelmez.

1637
Büyü bozulur, kelle ütülür.

1638
Doğru zamanda ve yerde konuşursanız, zamansız susuşlarınıza bir anlam verebilirim.

1639
Bu kördüğümden, "Benim düşüncelerim sadece beni bağlar," dediğimden beri bir türlü kurtulamıyorum.

1640
Tuhaf, anlamsız, soğuk bir iç sıkıntısı, o tanıdığım bildiğim bir his, hep içimde, içim sanki hep o.


1621 - 1630



1621
*Ders anlatırken birden durup sınıfa bakıyorum. Acabax diyorum, bu öğrenciler gerçekten var mı; yoksa bunlar benim hayal gücümün bir ürünü mü? Aynı hissi Umberto Eco da yaşıyormuş, bunu yeni öğrendim, acaba öğrendim mi yoksa bu da düşüncelerimin bana bir oyunu mu? Bilemiyorum.

1622
*Kafamın içerisinde bir öykü belirmeye başladığı an çok tedirgin oluyorum. Onu alıp mezarlığa götürüyorum. Güzel bir mezar kazdırıyorum sonra ona. Mezarı bitirip gülümsediğinde, kafasına sıkıp kendi kazdığı mezara gömüyorum onu. Rahatlamış bir şekilde gözlerimi açıyorum sonra.

1623
*Hayat bir çöldür, bıraktığımız tüm izlerin ömrü ilk rüzgara kadardır.

1624
*Çağrışımlara açığım. Bir kitabı elime aldığımda böyle başlıyorum okumaya. İçimdeki üzeri tozlanmış hissi ya da orada durduğunun farkında olmadığım bir fikri harekete geçirmesini bekliyorum. Tozlu bir lambanın içinden çağırsın cini usulca okuduklarım.

1625
*Şu an kendim hakkında korkunç bir gerçeği keşfettim. Ben depresyona girince kitap okuyorum.

1626
*Edebiyat protokole seslenmez!

1627
*Bir vadelik ömür yeterince uzundur. Onun için ölecek kadar çok seviyorum hayatı :)

1628
*Yazdıklarımız değişmese bile biz kesin değişiriz, şeytanlar melek, melekler şeytan olabilir.

1629
*Bazen çocukları hakkında görüşmek istediğim velilere şunu söylüyorum: "Sizinle konuşana kadar çocukta bir sorun olduğunu düşünüyordum." Veliler çocuklarında bir sorun olmadığını göstermiş olmanın mutluluğu ile ayrılıyor. Cümlenin gerisini kendi kendime kuruyorum: Sorun sizdeymiş.

1630
*Durup kendi iz'ine bakınca geleceğini gören kimse...