1621 - 1630



1621
*Ders anlatırken birden durup sınıfa bakıyorum. Acabax diyorum, bu öğrenciler gerçekten var mı; yoksa bunlar benim hayal gücümün bir ürünü mü? Aynı hissi Umberto Eco da yaşıyormuş, bunu yeni öğrendim, acaba öğrendim mi yoksa bu da düşüncelerimin bana bir oyunu mu? Bilemiyorum.

1622
*Kafamın içerisinde bir öykü belirmeye başladığı an çok tedirgin oluyorum. Onu alıp mezarlığa götürüyorum. Güzel bir mezar kazdırıyorum sonra ona. Mezarı bitirip gülümsediğinde, kafasına sıkıp kendi kazdığı mezara gömüyorum onu. Rahatlamış bir şekilde gözlerimi açıyorum sonra.

1623
*Hayat bir çöldür, bıraktığımız tüm izlerin ömrü ilk rüzgara kadardır.

1624
*Çağrışımlara açığım. Bir kitabı elime aldığımda böyle başlıyorum okumaya. İçimdeki üzeri tozlanmış hissi ya da orada durduğunun farkında olmadığım bir fikri harekete geçirmesini bekliyorum. Tozlu bir lambanın içinden çağırsın cini usulca okuduklarım.

1625
*Şu an kendim hakkında korkunç bir gerçeği keşfettim. Ben depresyona girince kitap okuyorum.

1626
*Edebiyat protokole seslenmez!

1627
*Bir vadelik ömür yeterince uzundur. Onun için ölecek kadar çok seviyorum hayatı :)

1628
*Yazdıklarımız değişmese bile biz kesin değişiriz, şeytanlar melek, melekler şeytan olabilir.

1629
*Bazen çocukları hakkında görüşmek istediğim velilere şunu söylüyorum: "Sizinle konuşana kadar çocukta bir sorun olduğunu düşünüyordum." Veliler çocuklarında bir sorun olmadığını göstermiş olmanın mutluluğu ile ayrılıyor. Cümlenin gerisini kendi kendime kuruyorum: Sorun sizdeymiş.

1630
*Durup kendi iz'ine bakınca geleceğini gören kimse...